Ana Sayfa > Hizmetler> Çevresel Etki Değerlendirme(ÇED)
ÇED Raporu Nedir?
ÇED; Çevresel Etki Değerlendirmesi kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır.
ÇED raporu; planlanan projelerin, proje gerçekleşmeden projenin çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir.
ÇED raporu süreci kendi başına bir karar verme süreci değildir; karar verme süreci ile birlikte gelişen ve onu destekleyen bir süreçtir. Yeni proje ve gelişmelerin çevreye olabilecek sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içine alacak şekilde analizi ve değerlendirilmesidir.
ÇED, projelerle ilgili bütün ilgili tarafların bir araya geldiği ve görüş, kaygı ve önerilerini ortaya koyabildikleri demokratik ve şeffaf bir süreçtir. İlgili taraflar bu süreç içerisinde ortaya koydukları teknik bilgi ve görüşlerle projenin en optimal şekilde gelişimine katkı sağlarlar.
ÇED raporu sürecinde firma herhangi bir faaliyete başlamaması gerekmektedir. Aksi takdirde cezai durumla karşı karşıya kalır.
ÇED raporunun amacı nedir?
ÇED raporunun amacı ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.
ÇED ‘in faydaları nelerdir?
1.Tasarım aşamasında ortaya çıkabilecek olumsuz durumları önceden görerek etkisiz hale getirmesi için gerekli tedbirleri ortaya koyması, olumsuz etkilerin minimize edilmesini sağlaması,
2.Proje sahibi için maliyet azaltıcı seçenekler sunması,
3.Karar verme sürecine yönelik daha güvenilir, bütünsel ve işbirlikçi bir yaklaşım, demokrasiye katkı.
ÇED' in temel görevi nedir?
Projelerle ve gelişmelerle ilgili karar vericilerin daha bütünsel, yani karara etkiyecek birden fazla faktörü göz önüne alır bir şekilde daha sağlıklı karar vermelerini sağlamak için, onlara projelerden kaynaklanabilecek çevresel etkileri net bir şekilde göstermektir.
Ulusal Çevre Politikası Kanunu nedir?
Ulusal Çevre Politikası Kanunu, Amerika'da "National Environmental Policy Act" olarak bilinen 1969 yılında yürürlüğe girmiş, gerek AB ülkeleri, gerekse diğer dünya ülkelerinde halen en etkin çevre yönetim aracı olarak yerini alan ve gün geçtikçe de bu yeri sağlamlaştıran bir çevre politikası kanunudur. Türkiye'de uygulanan ÇED 'in atasıdır.
Türkiye'de ÇED ‘ne zaman uygulamaya konulmuştur?
ÇED, Türkiye'de 7 Şubat 1993 tarihinden bu yana uygulanmaktadır.
Çevresel etki değerlendirmesi uygulanacak projeler
Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi yönetmeliği Ek-1 listesinde belirtilen projelerdir.
Seçme Eleme Listesinde (Ek II) Yer Alan Projelere ilişkin Süreç
Çevresel Etki Değerlendirmesinin gerekli olup olmadığının araştırılması amacıyla Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlar tarafından; Ek-4’e göre hazırlanan Proje Tanıtım Dosyası, proje sahibince Proje Tanıtım Dosyasında ve eklerinde yer alan bilgi ve belgelerin doğru olduğunu belirtir taahhüt yazısı ve imza sirküleri ile Bakanlık tarafından belirlenen başvuru bedelinin ödendiğine dair belge Valiliğe sunulur.
Valilik, proje için hazırlanan Proje Tanıtım Dosyasını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde beş iş günü içinde inceler. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde eksikliklerin bulunması halinde bunların tamamlanması Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlardan istenir.
Eksiklikleri altı ay içerisinde Valiliğe sunulmayan Proje Tanıtım Dosyaları iade edilir, başvuru geçersiz sayılır.
Valilik gerekli gördüğü hallerde proje alanını yerinde inceleyebilir veya inceletebilir.
Proje tanıtım dosyasının içeriği
Seçme Eleme Kriterlerine tabi projelere ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hazırlanan dosyadır.
Hazırlanan dosya Valiliğe sunulur. Valilik 5 işgünü içinde dosyayı uygunluk yönünden inceler. Valilikçe; uygun bulunan dosya üzerinde 15 işgünü inceleme ve değerlendirme yaparak, 5 işgünü içerisinde karar verir.
Valilikçe verilen karar;
Valilik onbeş iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararını beş iş günü içinde verir, kararı proje sahibine ve Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlara bildirir. Valilik bu kararı uygun araçlarla halka duyurur.
Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı
Seçme Eleme Kriterlerine tabi projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, önemli çevresel etkilerinin olmadığı ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasına gerek bulunmadığını belirten Valilik kararıdır.
Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir kararı
Seçme Eleme Kriterlerine tabi projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, çevresel etkilerinin daha detaylı incelenmesi amacıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının gerektiğini belirten Valilik kararıdır. Uygulanacak EK-1 prosedürü sonuçlanmadan yatırıma başlanamaz.
"ÇED Gereklidir" kararı verilen projeler için bir yıl içerisinde Bakanlığa başvuru yapılmaması durumunda karar geçersiz sayılır.
Aykırı uygulamalarda yapılması gerekenler
“ÇED Olumlu” kararı alınmaksızın başlanan faaliyetler Bakanlıkça, “ÇED Gerekli Değildir” kararı alınmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülki amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur. "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça yatırıma ilişkin durdurma kararı kaldırılmaz. “ÇED Olumlu" ya da "ÇED Gerekli Değildir" kararı alınmaz ise, yatırımcı faaliyet alanını eski haline getirmekle yükümlüdür. 2872 sayılı Çevre Kanununun ilgili hükümlerine göre işlem tesis edilir.
"ÇED Olumlu" kararı ya da "ÇED Gerekli Değildir" kararı verildikten sonra, proje sahibi tarafından nihai ÇED Raporu veya Proje Tanıtım Dosyasında taahhüt edilen hususlara uyulmadığının tespit edilmesi durumunda söz konusu taahhütlere uyulması için projeyle ilgili Bakanlıkça/Valilikçe bir defaya mahsus olmak üzere en fazla doksan gün süre verilebilir. Bu süre sonunda taahhüt edilen hususlara uyulmaz ise yatırım durdurulur. Yükümlülükler yerine getirilmedikçe durdurma kararı kaldırılmaz. 2872 sayılı Çevre Kanununun ilgili hükümlerine göre işlem tesis edilir.
Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinin EK1 & EK2 listesinde yer almayan işletmelerin yönetmelik kapsamında yer almadıklarını Kapsam Dışı Yazıları ile belgelemeleri gerekmektedir.
İşletmenizin kapsam dışı olup olmadığını tespit edebilmesi için yapmış olduğunuz faaliyetlerin, kullandığınız hammaddelerin, yakıt kullanım miktar ve tipinin uzmanlar tarafından analiz edilmesi gerekmektedir.
ÇED Olumlu Kararı verilen projelerin proje sahibi; komisyonca belirlenen periyotlarda yatırımda kaydedilen gelişmeleri içeren Proje İlerleme Raporu’ nu, Bakanlıkça yeterlik verilen ve söz konusu projenin ÇED Raporu’nun hazırlanmasında görev almayan kurum/kuruluşlara hazırlatarak elektronik sisteme yüklemek ve Bakanlık denetimlerinde sunmakla yükümlüdür.
Türkiye coğrafyası 500’den fazla kuş türünü ve kuşların yaşam döngülerini elverişli koşullarda sürdürebilmesi için gerekli olan önemli sulak alanları barındırmaktadır. Göç hareketlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bölgemizde özellikle rüzgar enerjisi türbinlerinin ve havaalanların bulunduğu bölgelerde sürdürülebilir projeler üretebilmek için ornitolojik incelemelerin yapılması büyük önem taşımaktadır.
Yatırımların Çevresel Etki Değerlendirme, Çevre İzin ve Finansman süreçlerinde ornitolojik incelemelerin yapılması istenebilmektedir. Ornitolojik raporlar proje alanı ve yakınında bulunan kuşlar açısından önemli beslenme, dinlenme, geceleme, kışlama, üreme alanlarını, korunan alanları ve habitat ihtiyaçları belirleyerek ve bu alanların projeden nasıl etkileneceği belirler ve alınması gereken önlemleri belirler. Ornitolojik raporlar Orman ve Su İşleri Bakanlığının 03.03.2014 tarih ve 51072895-010.06.01-47644 sayılı genelgesinde belirtilen şartlara göre hazırlanır ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce incelenir.
03.03.2014 tarih ve 51072895-010.06.01-47644 sayılı genelge ile yürürlüğe giren “2872 sayılı Çevre Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (e) ve (f) bentleri biyolojik çeşitliliği, ekosistemi, sulak alanlar, nesli tehdit ve tehlike altındaki türler ile nadir bitki ve hayvan türlerinin korunmasını esas almakta olup; 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (e) bentleri ile 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c), (ç), (d), (e) ve (g) bentleri” uyarınca faaliyetin ekolojik yaşam üzerindeki etkilerini araştırmaya yönelik yapılacak çalışmaların bütününü kapsamaktadır.
Burçed, ornitolojik raporları ulusal ve uluslararası mevzuat ve çalışmalara uyumlu olarak hazırlayabilmekte ve raporda belirtilen önlemlerin alınmasında danışmanlık, takip ve kontrolörlük hizmeti verebilmektedir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve kanuna bağlı olarak 15.12.2005 tarih ve 26024 sayı ile yayımlanan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Uygulama Yönetmeliği ’nin 12. Maddesi gereğince, kentsel yerleşim amaçlı imar planı bulunan yerler dışında, zorunlu olarak kazı veya dolgu gerektiren herhangi bir arazi kullanım faaliyetleri ve madencilik faaliyetleri sonucu toprak kayıpları ve arazi bozulmaları söz konusu ise araziyi kullananlar tarafından toprak koruma projeleri hazırlanır veya hazırlattırılır.
Ülkemizin de taraf olduğu, 27 Temmuz 2003 tarih ve 25181 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren AVRUPA PEYZAJ SÖZLEŞMESİ ’nde peyzaj “insanlar tarafından algılandığı şekliyle, karakteri doğal ve/veya insani unsurların eyleminin ve etkileşiminin sonucu olan bir alan” olarak tanımlanmıştır. Yine aynı sözleşmede, Peyzajın kültürel, ekolojik, çevreyle ilgili ve sosyal alanlarda, önemli bir kamu yararı rolü olduğunu, ekonomik faaliyetler için elverişli ve korunması, yönetimi ve planlamasının iş imkanı yaratılmasına katkı sağlayabilecek bir kaynak oluşturduğu belirtilmiştir.
Söz konusu faaliyetler kapsamında, projenin özellikle inşaat aşamalarının mevcut doğal peyzaj ögeleri üzerinde oluşturduğu ya da oluşturması muhtemel olumsuz etkilerinin önlenmesi ya da en aza indirilmesi adına Peyzaj Onarım Planı önem arz etmektedir. Bu kapsamda hazırlanan Peyzaj Onarım Planları, enerji faaliyetlerinin (RES, HES) özellikle inşaat aşamasında, bozulan alanların rehabilitasyonu ve rekreasyonu ile faaliyet alanının doğal peyzaj görünümüne en yakın peyzaj düzenlemelerin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Peyzaj Onarım Planları kapsamında yapılan incelemeleri sonucunda;
-Faaliyet alanı ve yakın çevresinde, faaliyetten dolayı etkilenecek ve peyzaj değeri yüksek alanları belirlemek,
-İnşaat dönemi ve sonrasında işletme dönemi aşamasında zarar gören alanların minimum etki ile eski haline en yakın duruma getirmek,
-Bu kapsamda alınması gereken önlem ve eylemler ile koruma-onarım tekniklerinin belirlenmesini sağlamaktır.
Mera Kanunu’nun 14. Maddesine göre;
a)Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının talebi üzerine; 3213 sayılı Maden Kanunu ve 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre verimliliği kesinlikle saptanan maden ve petrol arama, ön işletme ve işletme faaliyeti için zaruri olan, b)Turizm Bakanlığının talebi üzerine, turizm yatırımları için zaruri olan, c)Kamu yatırımları yapılması için gerekli bulunan, İmar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, milli park ve muhafaza ormanı kurulması, doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi için ihtiyaç duyulan, yerler, ilgili Bakanlığın Bakanlığa talebi, Maliye Bakanlığı’nın ve valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlıkça tahsis amacı değiştirilebilir ve söz konusu yerlerin Hazine adına tescili yapılır.
Bu kapsamda tahsis amacı değişikliğine konu geri dönüşümü mümkün olan projeler için bilimsel kurallara uygun olarak "Mera Geri Dönüşüm Projesi" hazırlamaktayız.
Hidroelektrik Santral Projeleri için DSİ tarafından belirlenen HES Su Kullanım Haklarına göre proje alanı içerisinde yer alan su haklarının ortaya çıkartıldığı planlama raporudur.
Bu rapor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED işlemleri aşamasında istenmektedir. Rapor içeriği, projede yer alan akarsu veya dere mansap ve memba arasında kalan su haklarına sahip canlıların tespit edilmesi ve can suyu miktarlarının belirlenmesidir.
Rapor, Orman ve Su İşleri Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü’nün belirlemiş olduğu formatta hazırlanmaktadır. Hazırlanan rapor, DSİ Bölge Müdürlüğü tarafından onaylatılarak ÇED Raporu ve proje tanıtım dosyasına eklenmesi gerekmektedir.
Doğaya Yeniden Kazandırma Planı: Madencilik faaliyetleri, malzeme ve toprak temini için arazide yapılan kazılar, dökümler ve doğaya bırakılan atıklarla bozulan sahaların geriye düzenlenme, duraylılığı sağlama, düzeltme, üst toprağı serme, tohum ekme, fidan dikme, arazi yapısı uygun yerlerde rekreasyon alanları oluşturulması, bitkilendirme ve ağaçlandırma işlemlerinin tümünü içeren süreci tanımlayan plandır.
Madencilik Faaliyetleri İle Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği kapsamına giren faaliyetlerde, işletmeci tarafından çalışmalara başlanmadan önce, bozulan doğal yapının yeniden düzenlenmesi, doğal dengenin kurulması ve alanın yeniden insanların ya da diğer canlıların güvenle yararlanabileceği hale getirmesini sağlayacak biçimde Doğaya Yeniden Kazandırma Planı hazırlanır. Doğaya Yeniden Kazandırma Planı çalışmalarında, son arazi düzenlemesi için sahanın mümkün olduğu kadar faaliyet öncesindeki ekolojik durumuna ve eşyükseltilerine ulaştırılması hedeflenmelidir.
KİMLERİN DOĞAYA YENİDEN KAZANDIRMA PLANI HAZIRLAMASI GEREKİR? 1-16/12/2003 tarih ve 25318 sayılı Resmî Gazete 'de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek-I kapsamındaki madencilik faaliyetleri, malzeme ve toprak temini için arazide yapılan kazıları içeren projeyi gerçekleştirmeyi planlayan faaliyet sahipleri, çevresel etki değerlendirmesine tabi projeler için çevresel etki değerlendirmesi raporunun eki olarak Madencilik Faaliyetleri İle Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği ekinde yer alan (Ek-I) Doğaya Yeniden Kazandırma Planını hazırlamakla yükümlüdürler. 2- Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek-II' ye tabi madencilik faaliyetleri, malzeme ve toprak temini için arazide yapılan kazıları içeren projelerin faaliyet sahipleri, Proje Tanıtım Dosyasının eki olarak Madencilik Faaliyetleri İle Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği ekindeki Ek-I 'de formatı verilen Doğaya Yeniden Kazandırma Planını hazırlamakla yükümlüdürler.
3- Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği hükümleri gereği değerlendirilerek Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı verilen madencilik faaliyetleri, malzeme ve toprak temini için arazide yapılan kazıları içeren projelerin faaliyet sahipleri ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamı dışındaki faaliyet sahipleri Madencilik Faaliyetleri İle Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği ekinde yer alan Ek-I Doğaya Yeniden Kazandırma Planını hazırlamakla yükümlüdürler.
"Acil Durum Planı" (Acil Durum Eylem Planı), farkında olmadığımız bir zaman diliminde başımıza gelebilecek olayların zararlarından etkilenmemek veya en az düzeyde etkilenmek için daha önceden planlanan en etkili toplu korunma yöntemidir.
Acil Durum Planı ve Acil Eylem Ekiplerinin oluşturulması, yönetilmesi ve yönlendirilmesi konusunda uzmanlarımız işletmenizi ve çalışanlarınızı tüm olumsuz durumlarda nasıl hareket edeceklerine dair tüm önlemlerin alınmasında rehberlik edecektir. Böylelikle olumsuz durumlara hazırlıksız yakalanmayacaksınız.
Acil Durum Planı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Madde 11 ve 12 de olması gereken ekipleri ve işleyişle ilgili yönetmelik ile açıklamıştır. Her işletmenin farklı riskleri olduğu gibi, alınması gereken önlemlerde farklıdır. Bu riskleri önceden belirleyerek çalışanlarınıza işletme içerisinde oluşabilecek acil durumlar için eğitimlerle bilgilendirilmektedir.
Amacımız İşletmenizde gerçekleşebilecek acil durumları belirleyerek, firma içerisinde yetkin olan personellerinizi sizinle görevlendirerek ekipler halinde en kısa zamanda ve en doğru teknik ile müdahelede bulunulmasını sağlamaktır.
4 Nisan 2014 tarihli ve 28962 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Sulak alanların Korunması Yönetmeliğine göre sulak alanda yapılması planlanan faaliyetler için Orman ve Su İşleri bakanlığından izin alınması gerekmektedir.
İzin işlemleri için Ek-2 Başvuru Formu ile başvuru yapılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 17. ve18. Maddeleri gereğince, Karayolu kenarında yapılacak ve açılacak tesisler için, karayoluna bağlantıyı sağlayacak geçiş yolları yönünden Geçiş Yolu İzin Belgesi alınması zorunludur.
Bu belge sadece yol ve trafik güvenliğinin sağlanması ile ilgilidir. Bir tesisin yapılması ve işletilebilmesi için, bu belgeden başka ilgili kuruluşlardan; yapı izni, yapı kullanma izni, lisans, işletme izni vb. gerekli izinlerin alınması zorunludur.
Karayolları Genel Müdürlüğünün yapım ve bakım ağında bulunan devlet ve il yolları kenarında yapılacak ve açılacak tesisler için;
- Belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise, İlgili Bölge Müdürlüğüne, - Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ise, ilgili belediye başkanlığına, müracaat edilmesi gerekmektedir.
Karayolları Genel Müdürlüğünün yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayolu kenarında, belediye ve mücavir alan sınırları içinde yapılacak olan tesisler için ilgili belediye başkanlığınca Geçiş Yolu İzin belgesi verilebilmesi için, belediye başkanlığı tarafından Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili Bölge Müdürlüğünden uygun görüş alınması zorunludur.
Diğer yolların kenarında yapılacak ve açılacak olan tesislere Geçiş Yolu İzin belgesi alınabilmesi için, yolun yapım ve bakımından sorumlu olan kuruluşa müracaat edilmesi gerekmektedir.
Ülkemizde hemen hemen şehirlerin büyük kısmının 1/100.00 Ölçekli Çevre Düzeni Planları onaylanmış ve yürürlüktedir. Bu planlar şehrin gelecekte nasıl planlanacağını, nerede hangi yatırımların yapılabileceğini göstermektedir.
Yatırımcılarımıza yerseçimi konusunda yardımcı olmak amacıyla onaylı çevre düzeni planı temin edebilir ve bu planları yatırımları için uzman ekibimizle birlikte yorumlayabiliriz.
Günümüzde pekçok yatırımcı yerseçimi aşamasında yapılan hatalar yüzünden çok zor durumlara düşmektedir. Bu sebeple yerseçimi konusunda yatırımcımıza danışmanlık hizmetini ücretsiz olarak vermekteyiz. Amacımız yatırımcımızın yerseçimi doğru yapmasını ve yatırımının mevzuatlara uygun şekilde tamamlamasını sağlamaktır.
Sosyal etki çalışmaları, alanın, yaşam biçimi, kültür, toplumsal katılım, çevresel koşullar, kişisel haklar üzerindeki etkileri ortaya koymayı amaçlar.
Uygulamanın sosyal etki unsurunu başlangıç aşamasında planlarız. Kapsam ve sosyal etki sınırlarını belirleriz. Standart ve göstergelerle birlikte sosyal etki ölçümlemesi yol ve yöntemini geliştiririz.
Sosyal etki değerlendirmesi ve raporlaması planlanmış bir çalışmanın sosyal sonuçlarının analiz edilmesini, izlenmesini ve yönetilmesini kapsayan bir süreçtir.
-Göstergelerle birlikte uygulama alanının temel koşulları ve paydaşlar belirlenir.
-Ölçümlenecek sosyal etkinin kapsam ve sınırı belirlenir.
-Değişim ölçütleriyle değerlendirme göstergeleri belirlenir.
-Çalışmanın etkisini ölçümlemek üzere öncesi ve sonrası karşılaştırılır.
-İzleme ve geliştirme önerileri sunulur.
ÇED Yönetmeliği kapsamında bazı altyapı ve madencilik projelerinde patlatma tasarımında yapılması planlanan değişiklikler ile ilgili olarak tereddütler oluştuğu ve farklı uygulamaların gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Bu sebeple Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatı tarafından patlatmalar ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliği kapsamında yapılan değerlendirmelerde tereddütlerin ortadan kaldırılması ve birlikteliğin sağlanması ile etkinliğin ve verimliliğin artırılması için dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin olarak Patlatma Değerlendirme Raporu Formatı yayınlanmıştır.
Bu raporda patlayıcı madde miktarları uygun miktarda tespit edilmediği durumlarda yatırımcılarımız ÇED Raporlarını yenilemek zorunda kalmaktadır. Patlatma Değerlendirme Raporu formatına uygun şekilde uzmanlarımız tarafından hazırlanmaktadır.