Bağımsız bir hukuk disiplini olarak ortaya çıkan çevre hukuku; hukukun temeli olan ‘hak tanıma’ temel düşüncesini sadece insanın insanla değil, doğa ile insan arasındaki ilişkinin düzenlenmesine doğru genişleten ve yaygınlaştıran toplumsal ötesi bir hukuk dalı olmuştur.
Ülkemiz Avrupa Birliği ile entegrasyon aşamasında çevre hukuku alanında büyük gelişme kaydetmiştir. Çevre başlığının açılması ile on civarında olan kanun, yönetmelik ve genelge sayısı günümüzde doksan civarına kadar çıkmıştır. Bu durum çevre alanında bir mevzuat uzmanlığı yaratmıştır.
Bu gelişen durum ile günümüzde pek çok firma çevre ile ilgili idari ve para cezası yaptırımları ile yoğun şekilde karşı karşıya kalabilmektedir. Firmalar hukuk danışmanları ile bu yaptırımlar karşısında çaresiz kalabilmektedir. Çünkü firmanın hukuk danışmanının ceza hukuku yanında çevre mevzuatı üzerine de uzmanlaşmış olması gerekmektedir. Bu aşamada firmamız çözüm ortağı hukukçular ile birlikte çalışmakta ve yatırımcımıza çevre hukuku alanında yoğun olarak danışmanlık yapmaktadır.